Türk Ocağı Samsun şubesi, Doğu Türkistan’daki Çin vahşetini telin etti. Samsun Öğretmenevi önünde yapılan basın açıklamasına pek çok sivil toplum temsilcisi ve kalabalık bir vatandaş topluluğu katıldı. Samsun Türk Ocağı başkanı Doç. Dr. Serkan ŞEN konuşmasında aşağıdaki hususlara temas etti:
“Bugün Doğu Türkistan Türklüğün Kerbelası’dır. Bağrımızın yarası yüreğimizin yangınıdır. Zulüm içinle inleyen mazlumların vatanıdır. Yıllardır artarak devam eden baskıların dayanılmaz bir hal aldığı bu coğrafyada soydaşlarımızın “medet” çığlıklarına duyarsız kalamazdık. Onların sesine ses vermek için burada toplanan siz değerli gönüldaşlarıma hoş geldiniz diyorum.
İnsan hakları palavralarının iş Müslüman Türk’e geldiğinde anlamını yitirdiği günleri yaşıyoruz. Doğu Türkistan’da Uygur Türklerinin dini vecibeleri yasaklanmıştır. Çin, oruç tutmayı, camilerde namaz kılmayı suç saymaktadır. Uygur erkeklerin sakal bırakması ve kadınların başörtü takması cezalandırılmaktadır. Abdulkerim Satuk Buğra Han’ın, Kaşgarlı Mahmud’un yurdu kafir elinde inim inim inlemektedir. Çin geçmişte yaptığı gibi iyi ve bilge kimselere, iyi ve cesur kimselere hayat hakkı tanımamaktadır. Uygur kardeşlerimiz temel insani haklarından mahrum bırakılmaktadır. Senelerdir uygulanan asimilasyon politikaları artık katliam boyutuna taşınmıştır. Üzülerek söylüyorum ki sözde insan hakları savunucuları kör, sağır ve dilsiz kesilmişlerdir. Mesele Türk düşmanlığı olduğunda güya demokrasi adına dünyayı ayağa kaldıranlar köşelerine çekilmişlerdir. Hasımlarımızın kinlerini kusmalarına şaşılmamalıdır. Bizler Türk milliyetçileri olarak, Anadolu Türklüğü olarak Uygur Türkleriyle olan hısımlık hukukumuzun ebediyete dek arkasında olacağız. Son nefesimize kadar özgür Türkistan diye haykıracağız.
Çin yönetimi bugün yaptıklarının yarın hesabının sorulmayacağını sanıyorsa büyük bir yanılgı içindedir. Tarih tekerrürden ibarettir. Çinliler geçmişte de Türkleri sindirmek için her türlü desise, hile ve kahpeliği göstermekten geri kalmamıştır. Lakin Türk bunların hesabını soracak bir Kürşad’ı sinesinden çıkarmayı daima başarmıştır. Yecuc Mecuc kavminin kalıntıları ordaysa Yafes’in soyu buradadır. Kendini “göğün oğlu” gören Çinli prenslerin bakiyeleri oradaysa gökleri ve yerleri yaratan yüce Allah’ın askerleri buradadır. Mao’nun çocukları oradaysa Bilge Kağan’nın torunları buradadır.
Buradan Çin yönetimini uyarıyoruz. Coğrafyalarına baksınlar Çin Seddi’ni aşan Türkleri göreceklerdir. Geçmişlerine baksınlar, önünde baş eğip diz çöktükleri Türkleri göreceklerdir. Bunlardan ibret almıyorlarsa meşhur Çin takvimlerine bakıp yaptıkları zulmün gün gelip hesabının sorulacağını öğrensinler. Bilinmelidir ki Türkiye Türklüğü kavim kardeşinin derdiyle hemderttir. Onlara reva görülen zulme karşı nefretini yüreklerinin derinliklerinde bilemektedir.
Gelinen noktada Türk milleti hissiyatını canlı tutmalı, devletimizi yönetenler kadim Türk yurtlarında yaşanan insanlık dramına uluslar arası camiada en sert tepkiyi vermelidir. Bu mesele milli bir duruşun ötesinde insani ve İslami bir görevdir. Doğu Türkistan, zulüm gören başka Müslüman coğrafyalar kadar hassasiyet gösterilmeyi hak etmektedir. Uygur kardeşlerimizle aramızdaki mesafe ne kadar uzaksa gönüllerimiz o ölçüde yakındır. Bu mübarek zamanlar hürmetine Rabbim zulüm gören tüm inanlara yardımını esirgemesin. Türkiye Türklüğünün din ve kan kardeşlerine olan ilgisini kavi kılsın.
Al bayraktan gök bayrağa selam olsun.
Tanrı Türk’ü korusun ve yüceltsin.”
Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.
Türk Ocakları Samsun Şubesi
185 okuma